18 Haziran 2016 Cumartesi

Melek - L. A. Weatherly | (Melek #1) || Kitap Tanıtım - İnceleme - Yorum


                                                                           
                                                                       Melek
                                                         L. A. Weatherly
                                        En iyi melek, ölü melektir.




Seri:Melek-1
Tür:Fantastik, Romantik
Sayfa:384
Basım:2011
Yayın:DEX








Arka Kapak Yazısı

Willow diğer kızlardan farklı olduğunu biliyor ve bunun tek sebebi araba tamir etmekten hoşlanması değil.
Williow'un bir yeteneği var.
Tek bir dokunuşla insanların geleceklerini görebiliyor, rüyalarına girebiliyor ve umutlarını, pişmanlıklarını bir kitap gibi okuyabiliyor. Bu gücü nereden aldığını ise kimse bilmiyor.
Alex hariç.
Gizemli doğaüstü bir çekicilikliğe sahip olan Alex, Willow'un sırrını biliyor ve onu durdurmak için yola çıkıyor. Willow'un içindeki karanlık güçler, onu tehlikeli ve karşı konulmaz kılıyor.
Alex şimdi can düşmanına aşık olmak üzere...


Gelelim benim yorumuma...

     Kitabı aldığım zamanla okuduğum zaman arasında neredeyse 1-2 ay var. Sürekli ertelediğim bir kitaptı. Kitabın yarısına falan geldikten sonra "Aa, ben bu kitabı nasıl ertelemişim ya tüh!" diye kendime kızdım. Yani sizde böyle düşünüyorsanız yapmayın, bekletmeyin,  yazıktır...

     Benim kitap hakkında ki duygularım şu; evet kitap güzel ama öyle ahım şahım bir yanı yok. Kitapta aksiyon var. Evet fantastikte oldukça iyi işlenmiş. Ancak bunlar bana yetmedi gibi geldi.

     Neyse konu detayına girersek. Kitapta en sevdiğim nokta meleklerin kötü olmasıydı. Çoğu melekli kitaplarda iyilik timsali olduklarından bu kitap da tersi olması farklıydı. Artı 1 puan.

     Söylemeden geçemeyeceğim. Bazı sayfalarda yazara da gıcık olmadım değil. 3 sayfada da konuşmaların hepsini de 'hmm' ile nasıl başlatmayı nasıl becermişse artık. Pes yani. "Artık yeter kes hmm demeyi" diyecek potansiyele çıkmıştım! Neyse!..

     Bu meleklerin kendi dünyaları çökmek üzere olduğu için dünyaya dadanıyorlar ve burada insanların enerjileriyle besleniyorlar. Beslendikleri de yetmiyormuş gibi insanlarda türlü türlü -kanser türleri, kalp hastalığı, sürekli yorgunluk vb.- hastalıklara neden oluyorlar. Hatta tek etkileri de bu değil. İnsanlar üzerindeki bir diğer etki ise meleklere karşı duydukları derin sevgi. Bu duruma da Melek çarpası deniyor ve melekler yalnızca beslendikleri kişiye görünür oluyorlar. Bazı -eğitim almış- insanlar bu melekleri görebiliyor ve onlara karşı savaşıyor. Bu insanlara da MK yani Melek Katili deniyor. Oldukça azınlık bir gruplar ne yazık ki.     

     Karakterlere geçersek Willow oldukça sıradışı bir kız. -azınlık grup olan- arabalarla ilgileniyor. Sevmekle kalmıyor tam bakım bile yapabiliyor. Hatta sesten sorunun nerede olduğunu bile söyleyebiliyor. Aynı zamanda kız medyum. Gücün kaynağını ise -başlarda- kimse bilmiyor. Daha çok kimse -geleceğini okutmayan kimse- ona inanmadığı için sorgulamıyor. 

     Alex... Alex bir MK. Geçmişi acılarla dolu. Çocukluğunu melek katili olabilmek için eğitimler alarak geçirmiş. Bu nedenle de neredeyse hiç okul deneyimi olmamış. CIA 'in melek projesinde çalışıyor. Ona verilen son görev ise Willow'un öldürülmesi yönünde. Ancak Alex bir farklılık olduğunu -daha doğrusu bir yanlışlık olduğunu- düşünüyor ve kızı takibe alıyor. Çok geçmeden meleklerin bu kızdan kurtulmak istemesinin nedeni ortaya çıkıyor ve Alex de Willow'u korumaya karar veriyor. Beraber meleklerden ve melek aşıklarından kaçmaya çalışarak güvenli -sandıkları- yere doğru yolculuğa çıkıyorlar.

     Sonuç olarak kitabın olayı bundan ibaret. Aslında kitabı okurken heyecan hissediyorsun, elinden bırakmak istemediğin zamanlarda oluyor ama kitap bittikten sonra bitiyor o heyecanda. Kitabın sonlarına doğru bazı şeyler oldu bittiye geldi gibi hissettim hatta. Normalde 3 puanlık bir kitap olduğunu düşünüyorum ama extra 1 puanı da -konusu yüzünden- göz önüne alırsak 4 puan veriyorum ben.

     Seriye devam edecek miyim? Evet. Önerir miyim? Ona da Evet.




Alıntı kısmına geçelim.


Alex başparmağıyla hafifçe ağzına vurdu. "Hani lisede, herkesin resminin olduğu şu kitap var ya."
"Yıllık," dedim.
     
 Ansızın uzanıp Willow'a dokunmak, parmaklarını onun parmaklarına kenetlemek ya da saçlarını okşamak istedi.
-Ne kadar masumlar...-

 Alex şaşırmıştı. "Tabii güzelsin. Seni ilk gördüğümde, üzerinde pembe bir pijama altıyla gri bir tişört var ve kahve yapıyordun... Gözlerimi senden alamadım."

 "Sen kilisede ki bağlantı noktamızsın," dedi Alex.
Jonah başını salladı. "Sen de... katilsin."

 Güçlükle yutkunarak parmağımla dudağına dokundum. "Beni çok mutlu ediyorsun ve tek istediğim hayatımın geri kalanını seninle geçirmek, demeyi öğretebilir misin?"
Alex'in gözlerindeki bakış o kadar tatlıydı ki bayılacağımı hissettim. "Sana daha önce öğretmiştim, anımsadın mı?" dedi. Başını eğip beni öptü ve dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan konuştu. "Te amo, Willow."




Son olarak da puan durumu...

Vikitap Puanı: 7.5/10
Goodreads Puanı: 3.90/5
1000kitap Puanı: 6.90/10



Vee benim puanım da: 3/5




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder